Translate

YAĞLIBOYA TEKNİKLERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YAĞLIBOYA TEKNİKLERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mayıs 2010 Perşembe

EMPRESYONİZM ( izlenimcilik )

EMPRESYONİZM ( izlenimcilik )


* Resim tarihindeki sürekli yeniliklerin hareket noktası sayılır. Empresyonizme göre, açık havada bulunan eşyaların renk görünümleri günün her saatinde değişir. Ağaçların yeşil rengi öğle üzeri daha parlak, daha canlı göründüğü halde, akşama doğru koyu renkte ve donuk görünür. Bu akımın kurucuları açık havada çalışmaya önem vermişlerdir. Aradıkları canlı ve temiz renkleri, gün ışığının parlaklığında bulmuşlar, koyu ve karanlık renklere yer vermemişlerdir. Işıklar sarı, turuncu, kırmızı tonlarında, gölgeler de bunların zıt renkleri olan mavi, mor, yeşille boyanmıştır. Böylece resimde, renkleri kirletmeden eşyanın hacim etkisi sağlanmaya çalışılmıştır.

* Empresyonizmin öncü ve temsilcileri Edouard Monet, Claude Monet, Alfred Sisley'dir. Kendilerine özgü çalışmalarıyla Auguste Renoir, Edgar Degas, Pissaro, Cesanne de bu akım içerisinde yer alan ressamlardır. 1874 yılında Paris'te empresyonist ressamlar birleşerek ortak bir sergi açtılar ama bu sergi hiç beğenilmedi. Eleştirmenlerden biri Monet'in Güneş Doğarken İzlenim adlı tablosunu alay konusu ederek, gazetesinde bu sanatçılara empresyonistler( izlenimciler ) adını taktı ve bu isim benimsenerek, akımın adı olarak kaldı

İzlenimciliğin özellikleri


•Akımın en önemli özelliği bir izlenimin uyardığı duygu *Bu akımın yazarı, doğrudan doğruya gördüğü gerçeği değil de, gördüklerinin ve islediklerinin kendisi üzerinde bıraktığı izlenimi ve duyumu esas alır

•Daha çok edebiyatta ve resimde gelişmiştir.

•Dış aleme, ondaki varlıklara ve nesnelere karşı ilgisizdirler.

•Edebiyatta, resimde, müzikte okuyucunun, seyircinin, dinleyicinin eserle karşı karşıya gelir gelmez edineceği izlenim bu akımın tatlı, yumuşak, kucaklayıcı, canlı teması olmuştur.

•Empresyonist sanatçının anlattığı dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayâle bürünmüş izlenimleridir.

•Empresyonistler, etkici ve duygucudurlar. Zaten empresyon, etki - duygu anlamındadır.

•Empresyonizm, esas olarak ve her şeyden önce özgürlüğün simgesidir, sembolüdür.

•Hayale ve soyut betimlemelere yer verilmiştir.

•Her şey sanatçının duyumuna bağlı olarak anlatılır.

•Objenin kişi üzerindeki izlenimleri önemli olduğu için realizmin karşıtıdır.

•Sanatçılar eserlerinde kendi iç dünyalarını dile getirmişlerdir.

Temsilcileri



Resimde Temsilcileri: Auguste Renoir, Claude Monet, Van Gogh, Toulouse Leatrec, Sisley, Cezanne, Camille Pissarro

Müzikte Temsilcileri: M.Ravel, C.Debussy, J.A.Carpenter, O.Respighi, C.T.Griffes, I.Albéniz, P.Dukas

Edebiyatta Temsilcileri: Rilke, Arthur Rimbauld, James Jayce

Türk Edebiyatındaki temsilcileri: Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin

21 Mayıs 2010 Cuma

HANGİ BOYAYI SEÇMELİYİM?

Resim yapmaya başlarken  hangi boyayı seçmeliyim?





Resim yapmaya karar verdiğinizde, boyama teknikleriyle çalışmak isterseniz öncelikle hangi boyayı kullanmak istediğinize karar vermelisiniz. En yaygın olarak kullanılan boyalar, akrilik, yağlı, sulu ve pastel boyalardır. Bunların dışında boya seçenekleri olmasına rağmen, resme başlamak için en ideal ve popüler boyalardır. Hangi boya ile çalışmak istediğinize karar verirken,



Sizin çalışmanıza hangisinin uygun olduğuna,

Sizin sanatsal kişiliğinize ve tarzınıza,

Maliyetine,


Çalışma rahatlığına,


Sağlığınıza olabilecek yan etkilerine,


Ne kadar hızlı çalışmayı düşündüğünüze,


Çalışma ortamınıza,


Ne resmi yapacağınıza,


göre düşünüp boya tercihinizi belirlemelisiniz.



Yüksek kaliteli boya, resim kağıdı ve tuvaller oldukça maliyetli olabilir. Ancak düşük kalitede ürünlerle çalıştığınızda performansınızın tam karşılığını alamayabilir, en kötüsü de iyi bir çalışma yapamadığınız yanılgısıyla resim yapmaktan soğuyabilirsiniz. Bu nedenle kullanacağınız malzemelerde uygun fiyatlı ve kaliteli ürünler arasında bir denge oluşturmaya çalışmalısınız


Amatör olarak yağlı boya resim yapmaya yeni başladıysanız, bu hobinizle uğraşırken size yardımcı olabilecek 10 ipucu bu listemizde.


1. Yağlı boyalarınızı her zaman bir palet üzerinden kullanın. Kullandığınız renkleri hep aynı düzende, aynı yerde paletinize yerleştirirseniz zamanla yerlerine alışır ve içgüdüsel olarak paletinizden boya alabilirsiniz.


2. Yağlı boya resim yaparken her bir tabaka için yağ oranı arttırılmalıdır. Çünkü alt tabaka, üstündekinden yağ emer ve üst tabaka alttakinden daha hızlı kuruduğu için çatlayabilir.


3. Yağlı boyadan çok daha yavaş kuruduğundan dolayı alt boyama ya da taslak çizimi için Ivory Siyah kullanmaktan kaçının.

4. Kobalt ve manganez içeren pigmentler kurumayı hızlandırır. Bunları diğer renklerle karıştırarak kuruma hızı arttırılabilir ve alt tabakalar için idealdirler.


5. Alt boyama için ya da alt tabakalarda bezir yağı kullanın.


6. Beyaz ve mavi tonlarıyla birlikte bezir yağı kullanmaktan kaçının. Sararma eğilimi olduğu için açık renklerde fark edilebilir. Bunun yerine haşhaş yağı kullanılabilir.


7. Yağlı boya resimlerinizi karanlıkta kurumaya bırakmayın. Bu, ince bir yağ tabakasının yüzeye çıkıp resmi sarartmasına yol açabilir. Parlak gün ışığına maruz bırakılarak ortadan kaldırılabilir.


8. Boya paletinizde kuruduğunda çok fazla buruşukluk oluşturuyorsa, çok fazla yağ eklemişsiniz demektir.Paletinize alümünyum folyo sarıp çalışabilirsiniz.Boyalarınızın kurumaması için de üstünü folyo ile kapatabilirsiniz.


9. Kokudan rahatsız olmamak için çalışırken kokusuz tiner kullanabilirsiniz.Kokulsuz tiner bulamadıysanız,tiner şişenizi balkonda ağzı açık bir şekilde birkaç gün bırakırsanız kokusu uçacaktır.

10. Yağlı boya tabakasını temizlemek için alkol kullanabilirsiniz.

18 Mayıs 2010 Salı

Dadaizm Resim Akımı

Dadaizm Resim Akımı


Fransızca "Tahta At" sözcüğünden alınmıştır. Dadaizm Birinci Dünya Savaşı sonucunda ortaya çıktı.

Savaş sonunda bütün insani değerler yıkılıp yok olmuştu. Birinci Dünya Savaşını yaşayan sanatçılar, böyle bir uygarlıkta sanatın ancak yıkıcı bir sanat olabileceğini düşündüler. Uygarlığın kendisi yıkıcı olduğunndan dolayı, bu dönemin sanatçılarının meydana getirdiği eserler de her şeyi parça parça edecekti.

Bu akımın ilk belirtisi 1916'da görüldü. Dadaizm akımının ilginç yanı, sanata karşı çıkan bir sanat akımı olmasıydı. Dadaistlerin en büyük amacı saldırmak, kızdırmak, olmayacak şeyler yapıp, insanlık adına yapılan soytarılıkları parça parça etmekti.

Dadaizm resim akımının temsilcileri: Duchamp, Picabia, Arsenberg'd

Kübizm akımı

Kübizm akımı



Kübizm akımının sanatçıları, çevresindeki her şeyi geometrik biçimler olarak görüyorlar, Cezanne'in yukarıdaki sözünden hareket ediyorlardı. Kübizme empresyonist görüşe bir tepki olarak incelemek yerinde olur. Çünkü bu sanatçılar empresyonizmdeki renk oyunlarını bırakarak, varlıkların geometrik yapılarını ön plana alıyorlardı. Kübizm de, başlangıçta diğer sanat akımları gibi anlaşılamamış, alaya alınmıştır. Bu akıma alayolsun diye takılan "küp" "kübizm" olarak geçmiştir. Hemen hemen her akımla ilgilenen Picasso kübizmin de kurucularındandır.

Braque, Gris, Legerde bu akım içerisınde yer alan sanatçılardır.

Pop-art Resim Akımı

Pop-art Resim Akımı


1960 yıllarından sonra beliren bu akım, Amerika ve Avrupa'da kendini gösterdi. İngilizce "patlamak-atılmak" anlamına gelen pop kelimesi günümüzün uzay çağı düşüncesini de yansıtmaktadır. Bu akımın sanatçıları günlük hayatta kullandığımız her şeyi hiç çekinmeden resmin içine koydu. Konserve kutusu etiketlerinden, artık kumaş parçalarına hatta musluklara kadar bir çok şey oldukları gibi tabloda yer aldı. Sanatçılar etiketi, kumaşı, musluk v.b. gibi şeyleri resimlerinde bir öge olarak kullanmaya başladılar. Onlar için önemli olan şey, günlük hayatta çok kullandığımız eşyaları alışılmamış bir biçimde bir araya getirerek ya da çizip, renklendirerek yepyeni anlamlar elde etmekti.



---

Sürrealizm akımı (Gerçek Üstücülük)

Sürrealizm akımı (Gerçek Üstücülük)


Sürrealist ressamlar doğanın mantıki görünüşünü değil, insanın bilinç altında ve rüyalarındaki alemi göstermek istemişlerdir.

Bu akımın temsilcileri Klee, Miro ve Salvador Dali'dir.

Soyut resim akımı

* Soyut resim akımı


Abstre ya da Nonfigüratif diye de adlandırılan ve doğa görüntülerine bağlı olmayan bir akımdır. Uygulama alanı resim sanatı içinde kalmamış; biçim ve renklere sonsuz bir serbestlik tanıması nedeniyle heykeıtraşlık, mimarlık, süsleme, dekor ve kostüm gibi sanatları da etkisi altında bırakmıştır. Günlük eşyaların biçim ve renkleri bile, soyut sanatın etkisi altında kalmıştır. Soyut resimde sanatçının amacı, çizgi ve renkleri düzenli bir biçimde yüzey üzerine yerleştirerek duygusal kompozisyonlar elde etmektir.

Bu akımın temsilcileri de Kandinsky ve Mondrian'dır

Fütürizm akımı (Dinamizm-Hareket)

* Fütürizm akımı (Dinamizm-Hareket)


1909 yılında italya'da, önce şiirde sonra da resimde ortaya çıkmıştır. Geçmiş ve geleneksel görüşleri reddeden bir akımdır. Fütürizmde yapılmak istenen şey, evrendeki hareketin bir anını tesbit etmek değil;

hareketin kendini duyurmaktır. Bu akımın en önemli özelliği, her şey hareket halindedir ve değişmektedir. Hareket halindeki varlıkların gözde bıraktıkları etki algılanıncaya kadar hareket yeniden değişir. Bu nedenle

koşan bir at, dört değil, yirmi ayaklıdır ve ayakların hareketi de üçgen biçimindedir. Çok çabuk hareket eden bir insan veya cisim, çizgilerini hava içinde eritir. Bu yüzden gözlerimiz, onun yapısını farketmez. Çok çabuk hareket eden cisim sanki parçalanmış moleküller halindedir. Bu bilimsel gerçek Fütüristlerin sanat görüşü olmuştur. Bunlar daha çok fırtınalı denizler, son hızla giden otomobiller, dansözler gibi hareketli

konuları seçmişlerdir.

Akımın temsilcileri: Boccioni, Balla, Severini'dir.

* Ekspresyonizm (Anlatımcılık) akımı

* Ekspresyonizm (Anlatımcılık) akımı


Ekspresyonizm bir hayat anlayışı, bir dünya görüşüdür. Fakat bu görüşte önemli olan kişinin ruhsal durumudur. Doğa ikinci planda kalır. Bu akımın sanatçıları, kendilerini boğan, ezen, ıstırapları sanatlarına sokmuşlar, haksızlıklara karşı olan isyanlarını, yeni bir renk ve biçim görüşüyle anlatmak istemişlerdir.

Yapıtlarında kadın vücutlarını çekinmeden çirkinleştiriyorlar; insan yüzlerini korkunç, iğrenç ifadeli karnaval maskeleri halinde yapıyorlardı. Çizgileri kaprisli, kullandıkları renkler ise, fovist ressamlarınki gibi cerasetlidir. Bu anlayışın ilk izleri Van Gogh ve Munch'un yapıtlarında görülür.

Diğer temsilcileri ise Kirchner, Nolde, Rouault, Modigliani'dir

Fovizm akımı (Yırtıcılık)

* Fovizm akımı (Yırtıcılık)


"Bir tabloya bakarken onun neyi göstermek istediğini unutmak gerek." diyen Matisse, bazı ressamlarla birlikte eserlerini 1905 yılında sergiledi. Bu resimlerde, renkler birbiri ile hemen hemen hiç karışmamışlardı.

Biçimlerde de derinlik yoktu. Ressamlar hiçbir kayıt tanımadan kendilerini duygularına vermişlerdi. O zamana kadar henüz empresyonizme dahi iyice alışamamış olan halk, sergideki bu yapıtları tepki ile karşıladı. Bir eleştirici, sergiyi gezerken yapıtların arasında klasik italyan üslQbundaki küçük bir

heykeli görünce "Vahşıler arasında bir Donatelo." demişti. Sanatçılar da bu kelimeyi benimsediler ve "Fovistler" olarak tanındılar.

Başlıca temsilcileri: Matisse, Dufy, Vilaminek, Derain'dir

Post Empresyonizm akımı (Art izlenimcilik)

* Post Empresyonizm akımı (Art izlenimcilik)


Empresyonizm akımının etkisinde kalan fakat onun sınırlı kurallarına bağlanmayan sanatçıların yoludur. Van Gogh, Gauguin, Lautrec bu akımın içerisinde yer almış büyük sanatçılardır. Bunlar empresyonizmin araştırıcı ruhundan yararlanarak birbirinden değişik tarzda çalışmalar yapmışlardır. Doğanın özelliklerini, birlikte

yaşadıkları varlıkların karakterlerini konu alarak, kendi yaşamlarına uygun bir biçimde bunları işlemişlerdir

Çağdaş resim akımları

Akımlar birbirine benzemez ve kendinden öncekini tekrarlamaz. Resim sanatı özgürlüğüne 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra kavuşmuştur.


Çağdaş resim akımlarının doğmasındaki sebepler :

* Gerçekleri arama tutkusunun uyanması.

* Endüstrinin gelişmesi ile deney ve metotların önem kazanması.

* İnsanların birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen sosyoloji, psikoloji, pedagoji, psikiyatri gibi bilimlerin doğması.



Kişi ve toplum hayatında meydana gelen bu değişmeler, resim sanatını çok etkiledi. Bu devir sanatçılarının görüşleri "Gerçek, işte güzel olan şey." cümlesinde toplandı. Böylece o devre kadar atölye havası içerisinde yaratılan ve yaşatılan klasik ve romantik resim sanatı anlayışı, yerini realist görüşlere bıraktı. Bu şekilde filizlenen çağdaş resim sanatı, bazı aşamalar yaparak günümüze kadar geldi. Her resim akımı bir öncekinin etkisi ya da tepkisi ile meydana gelmiştir. Çağdaş resim akımları genellikle modern resim olarak tanımlanırdı. Bazen de bu akımlar yadırganırdı .



* Realizm akımı (Gerçekçilik)


Bu akımdan önce dinı konular, saray ve saray yaşantıları, seçkin kişilerin portreleri ve en güzel manzaralar özenle seçilip işlenirdi. Doğayı olduğundan daha güzel ve yüksek göstermek gelenek halini almıştı. Oysa doğayı olduğu gibi anlamak, toplumun yaşamını gerçek olarak canlandırmak gerekti. işte Millet, Courbet, Daumier gibi ressamlar, halkın yaşantılarını konu alıp, hayatı ve doğayı olduğu gibi yansıtmışlardır.

7 Mart 2010 Pazar

SAHTE TABLOLARA DİKKAT

Çin reprodüksiyon piyasasını da ele geçirdi


Çinliler, elektronik eşya, oyuncak ve tekstil derken reprodüksiyon pazarına da girdi. Çinli ressamların bir araya geldiği bir köyde sayısız taklit tablo yapılıyor. En çok Von Gogh’un “Ayçiçekleri” satılıyor.




 Pek çok ülke pazarlarını istila eden ucuz Çin mallarından şikayetçi. Çinlilerse son olarak resim sektörüne de el atmış durumda. Ülkenin güneyinde bu konuda uzmanlaşan bir köyde binlerce ressam gece-gündüz çalışarak, ünlü ressamların tablolarının kopyasını yapıyor.


Van Gogh’dan Picasso’ya kadar natüralist, sürrealist, ekspresyonist ressamların eserleri birebir taklit ediliyor. Bu resimlerin arasında ünlü empresyonist ressam Claude Monet’nin, önceki gün ABD’deki bir açıkartırmada 41 milyon dolara satılan tablosunun taklidi de yer alıyor. En çok talepse Van Gogh’un “Sunflowers” adlı tablosuna...




Ucuz Çin resimlerinin birçoğu ülkenin güneyindeki Dafen köyünde üretiliyor. Ressamlar köyünde tam 700 atölye bulunuyor. Bu atölyelerde 8 ila 10 bin ressam, gece gündüz çalışıyor ve eski sanat eserlerinin taklitlerini yapıyor. Dafen’li ressamlar bu çabalarına karşılık ayda en fazla 410 dolar kazanabiliyor.




Resimler için yerel fiyatlar yaklaşık 4 dolardan başlıyor, denizaşırı ülkeler ve internette fiyatlar 100 dolara kadar çıkıyor. Çoğunlukla Avrupa ve ABD’ye yapılan yıllık dışsatımın değeri ise milyonlarca doları buluyor. Sonuçta bu büyük bir ticaret.

PEKİ SANAT MI?


Çinli ressam Mu Jiashan, “sanatçı yaratıcı olmalıdır” diyor: “İyi bir sanatçı para kazanmak için bir resmi kopyalamaz”. 36 yaşındaki taklitçi Wu Yangliang da, “Kopyacılığı bırakıp, sanatsal düşlerimin peşinden gitmeyi çok isterim” itirafında bulunuyor ancak kirayı, ayçiçekleri kopyaları ödüyor...

Eski sanatçıların resimleri birebir kopya edilirken, günümüz ressamlarının eserleri, telif istenmemesi için değiştiriliyor.

SAHTELER


Hong Kong’lu tablo satıcısı Huang Jiang 1989’da Dafen köyüne geldi. Kira ve işgücü ucuzdu ve böylece bir taklit merkezi doğdu. Bazı kopyacılar kendi kendini eğitmiş; diğerleri sanat okulu mezunu.

En hızlı çalışanlar günde yaklaşık 20 resim çıkarabiliyor.

Bir kopyacı yılda 1500-4500 dolar kazanabilir; Çin kentlerinde yıllık ortalama maaş 2500 dolar.

Çağdaş Çin sanatına yönelik talep çığ gibi büyüyor.

Ek gelir için bir sanatçı, annenizin yüzünü Mona Lisa’nın bedeni üzerine resmedebilir

TÜRKİYE İÇİN EN ÇOK ATATÜRK PORTRESİ


Türkiye’ye de yılda yaklaşık bir buçuk milyon Çin resmi giriyor. Türkiye’de en çok satılan tabloların başında Atatürk portreleri geliyor. Çin’de yapılan tablolar, Türk ressamların eserlerinin onda biri fiyatına, 10 ila 80 dolar arasında satılıyor...

Alıntı

27 Şubat 2010 Cumartesi

YAĞLI BOYAYA BAŞLARKEN NELERE DİKKAT EDELİM?

Resim yapmak, yoğun iş temposunda çalışan, oradan oraya koşmakta olan günümüz insanları için, sıkışıp kaldıkları beton dünyadan çıkarak renklerin sıcaklığını tekrar hissetmelerine, yaratma heyecanını yaşamalarına ve yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olan bir terapidir.





Resim yapmak için çeşitli malzemeler ve teknikler kullanılabilir. Işık ve gölge oyunları size cazip geliyorsa kara kalem çalışmalarını tercih edebilirsiniz. Yeni başlayanlar için bizim önerimiz yağlı boya olacaktır. Çünkü bu malzemeyle çalışırken boyadığınız yeri silerek ya da üzerini boyayarak düzeltmeniz mümkündür.Yağlı boyanın bir avantajı da, değişik renkleri birbirinin üstüne henüz yaş iken sürebilmenizdir ve bunlar birbirine karışmaz. Böylece denizin dalgalanmasını ya da ağacın rüzgarla kıpırdanmasını açıklı koyulu renklerle, yumuşak gölgelerle tasvir edebilirsiniz. Yağlı boya kullanmanın dezavantajı ise, kuruma süresinin uzunluğudur.




Yeni başlayanlar için akrilik boya da uygun bir seçimdir. Yağlıboya çalışmadan önce bu malzemeyi denemenizi de öneririz. Suyla inceltildiği için daha pratiktir, üstelik suluboya veya yağlıboya tarzında çalışmaya da uygundur. Ancak çok çabuk kuruyan bir boyadır. Olumsuz yanlarından birisi kuruduktan sonra tonun biraz koyulaşmasıdır. Bu sorunu da zamanla deneyim kazanarak giderebilirsiniz. Ayrıca yağlıboya yapacağınız bir resimde, astar boyamayı çabuk kuruduğu için akrilik boya ile de yapabilirsiniz.




Bir resmin ana unsurunun renk olduğunu düşünürsek, resim yaparken öncelikle dikkat etmeniz gereken şey renkleri doğru kullanmaktır. Doğru rengi seçtiğinizden ve uyguladığınızdan emin olmak için mutlaka gün ışığında çalışın. Çünkü sarı ışık renkleri doğru göstermez. Eğer gün ışığından yararlanma olanağınız yoksa floresan lambayı tercih edin, renklerdeki sapma normal veya halojen lambaya göre daha azdır.




Resim yaparken iyi sonuç alabilmek için resim yapılacak yüzeyin iyi hazırlanması, kaliteli boya ve inceltici kullanılması, fırçaların, boya paletinin ve resim sehpasının kullanışlı olmasına dikkat edilmelidir. Eğer bez bir tuval üzerinde çalışıyorsanız, boyanın emilmemesi için yüzeyi astarlamanız gerekir. Bu astarın niteliği de yine çalıştığınız malzemeye göre değişir. Beyaz plastik boya ve tutkalın karışımından oluşan bir astar kullanabileceğiniz gibi nispeten yeni sayılan, duvar için kulandığımız mat yağlıboyalar da kullanılabilir.




Hata yapma olasılığını en aza indirmek için desen çalışmasından önce yapacağınız resmin bir krokisini çizin. Böylece hem resim alanını daha verimli kullanmış hem de resmi belirleyen ana çizgileri uygularken geri dönülmez hataların önüne geçmiş olursunuz.




Boya malzemelerinizi verimli kullanmak için palet üzerine kullabileceğiniz kadar boya koymaya özen gösterin. Yine de kullanmadığınız boya kalmışsa veya resme ara vermek zorunda kalmışsanız, bu boyanın bir sonraki çalışmaya kadar kurumaması için, paletinizi boyaların üzerini örtecek kadar su dolu bir kaba koyun. Su boyanın havayla temasını keseceği için birkaç gün kurumasına engel olacaktır.




Fırçanızın bakımı ömürlerinin uzun olması için çok önemlidir. Öncelikle boyama sırasında bu özeni göstermek gerekiyor. Aynı numara fırçadan en az iki tane alın. Resim yaparken birisini açık diğerini koyu renkler için kullanarak daha çok temizleme derdinden kurtulursunuz. Bilinenin aksine tinerle temizleme yöntemi çok başarılı sonuçlar vermez. Terebentin ile kaba temizliği yapıldıktan sonra sabunla temizlenmesi durumunda, dipte kalan boya artıklarından da arınmasını sağlayabilirsiniz. Ilık su daha iyi sonuç verecektir.

Bu linkte de yeni başlayanlar için ayrıntılı bilgiler var.Bir gözatın derim..

20 Şubat 2010 Cumartesi