Translate

31 Mayıs 2010 Pazartesi

ÇİLEK SOSLU SÜTLÜ TATLI

Sütlü tatlıları sevenler için bir tarif, bana yerken dondurmayı hatırlattı . Sıcak havalarda serinletici olabilir

Denemenizi öneririm.Şimdiden afiyet olsun.





MALZEMELER

1lt.kutu süt

1 sb şeker

1 sb un

1 paket vanilya

1 tk tarçın

1 paket bisküvi

ÇİLEK SOSU İÇİN

1-2 avuç çilek

2,5 yk şeker

1,5 çk nişasta


YAPILIŞI

Sütü, şekeri ve unu koyulaşıncaya kadar karıştırarak pişirip, vanilyayı tarçını da koyup karıştırıp ocağın altını kapatıyoruz.Daha sonra mikserle 5-10 dakika çırpıyoruz.Bisküvileri rondadan geçirip önceden ıslatılmış borcama yerleştiriyoruz.Üstünede pişirdiğimiz muhallebili  karışımı döküyoruz. Çilekleride rondadan geçirip, tencerede şekeri ve nişastayı da sulandırıp eritip hepsini karıştırıp kaynattıkdan  sonra soğutup sütlü karışımın üstüne döküyoruz. Hindistan ceviziyle süsleyip afiyetle yiyoruz….

29 Mayıs 2010 Cumartesi

GÜNÜN SÖZÜ


Aman dikkat!


Bir insanın karakterini sınamak isterseniz ona yetki verin.

Abraham Lincoln

28 Mayıs 2010 Cuma

BİBERİYENİN FAYDALARI


Karaciğeri tedavi eden bitkilerin başında geliyor.

Hazımsızlıktan oluşan gazı sökmeye yardımcı olur.

Mide ve bağırsakları uyarır. Aslında ciddi bir uyarıcıdır. Sinirleride uyarır.

İdrar söktürücüdür.

Önemli: Saçınızda erken dökülme varsa ; sıcak su dolu bir kabın içine bir kaç dal taze biberiye koyup bekletin. Duş alırken o suyla saç diplerinize masaj yapın. Sonra durulayın. Saç diplerindeki bezleri uyardığı için dökülmeyi azaltır

27 Mayıs 2010 Perşembe

EMPRESYONİZM ( izlenimcilik )

EMPRESYONİZM ( izlenimcilik )


* Resim tarihindeki sürekli yeniliklerin hareket noktası sayılır. Empresyonizme göre, açık havada bulunan eşyaların renk görünümleri günün her saatinde değişir. Ağaçların yeşil rengi öğle üzeri daha parlak, daha canlı göründüğü halde, akşama doğru koyu renkte ve donuk görünür. Bu akımın kurucuları açık havada çalışmaya önem vermişlerdir. Aradıkları canlı ve temiz renkleri, gün ışığının parlaklığında bulmuşlar, koyu ve karanlık renklere yer vermemişlerdir. Işıklar sarı, turuncu, kırmızı tonlarında, gölgeler de bunların zıt renkleri olan mavi, mor, yeşille boyanmıştır. Böylece resimde, renkleri kirletmeden eşyanın hacim etkisi sağlanmaya çalışılmıştır.

* Empresyonizmin öncü ve temsilcileri Edouard Monet, Claude Monet, Alfred Sisley'dir. Kendilerine özgü çalışmalarıyla Auguste Renoir, Edgar Degas, Pissaro, Cesanne de bu akım içerisinde yer alan ressamlardır. 1874 yılında Paris'te empresyonist ressamlar birleşerek ortak bir sergi açtılar ama bu sergi hiç beğenilmedi. Eleştirmenlerden biri Monet'in Güneş Doğarken İzlenim adlı tablosunu alay konusu ederek, gazetesinde bu sanatçılara empresyonistler( izlenimciler ) adını taktı ve bu isim benimsenerek, akımın adı olarak kaldı

İzlenimciliğin özellikleri


•Akımın en önemli özelliği bir izlenimin uyardığı duygu *Bu akımın yazarı, doğrudan doğruya gördüğü gerçeği değil de, gördüklerinin ve islediklerinin kendisi üzerinde bıraktığı izlenimi ve duyumu esas alır

•Daha çok edebiyatta ve resimde gelişmiştir.

•Dış aleme, ondaki varlıklara ve nesnelere karşı ilgisizdirler.

•Edebiyatta, resimde, müzikte okuyucunun, seyircinin, dinleyicinin eserle karşı karşıya gelir gelmez edineceği izlenim bu akımın tatlı, yumuşak, kucaklayıcı, canlı teması olmuştur.

•Empresyonist sanatçının anlattığı dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayâle bürünmüş izlenimleridir.

•Empresyonistler, etkici ve duygucudurlar. Zaten empresyon, etki - duygu anlamındadır.

•Empresyonizm, esas olarak ve her şeyden önce özgürlüğün simgesidir, sembolüdür.

•Hayale ve soyut betimlemelere yer verilmiştir.

•Her şey sanatçının duyumuna bağlı olarak anlatılır.

•Objenin kişi üzerindeki izlenimleri önemli olduğu için realizmin karşıtıdır.

•Sanatçılar eserlerinde kendi iç dünyalarını dile getirmişlerdir.

Temsilcileri



Resimde Temsilcileri: Auguste Renoir, Claude Monet, Van Gogh, Toulouse Leatrec, Sisley, Cezanne, Camille Pissarro

Müzikte Temsilcileri: M.Ravel, C.Debussy, J.A.Carpenter, O.Respighi, C.T.Griffes, I.Albéniz, P.Dukas

Edebiyatta Temsilcileri: Rilke, Arthur Rimbauld, James Jayce

Türk Edebiyatındaki temsilcileri: Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin

MAHATMA GANDİ

Hindistan'da Mahatma Gandi'nin mezarını ziyaret edenlere ülkenin bağımsızlığı için ömrünü veren bu insanın yazdığı yedi ölümcül sosyal günah listesi armağan edilmektedir.

Gandhi'nin yedi ölümcül günah listesi şöyle:

1. İlkesiz siyaset

2. Emeksiz zenginlik

3. Vicdansız haz

4. Niteliksiz bilgi

5. Ahlaksızca ticaret

6. İnsaniyetsiz bilim

7. Özverisiz ibadet

MUTLULUK


* Vücutta melatonin, serotonin ve endorfin hormonlarının salgılanmasının mutluluk üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. "vikipedi"

* Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşmaktan doğan kıvanç durumu. "tdk"

* Mutluluk kaynakları

Para: Bir yere kadar.

Gençlik: Hayır

Evlilik: Belki

Arkadaşlar: Evet

Sosyal haklar ve güvenlik: Evet

Piyango kazanmak: Hayır

Felsefi sorgulamalar: Büyük olasılıkla hayır.

* Mutluluğun öğrenilen bir duygu olduğu kanıtlandı. İngiltere'de bir okul ilk defa müfredatına mutluluk dersi koydu. Araştırmacılara göre asıl mutluluk kaynağı arkadaşlık. Bundan otuz yıl önce mutlu olmak daha kolaydı. Güzel bir yemek, yeni bir çift ayakkabı mutlu olmak için yeterliydi. Günümüzün maddeci toplumunda seçenekler çoğaldıkça tatminsizlik, rekabet çoğaldıkça da huzursuzluk artıyor.

* "Hayattaki en büyük mutluluk sevilmektir" diyen bir çiçek şirketi mutlu olmamızı sağlayacak arkadaşlıklar için çiçek göndermemizi öneriyor.

* TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2009 Yaşam Memnuniyet Araştırması kapsamında halkımızın mutluluk düzeyini değerlendirdi. Sonuca göre Türkiye'nin % 85.4' ü mutlu çıktı. ( Bu araştırmanın kimlerle yapıldığını merak ediyorum!)

* Mutluluk veren besinler:
Çikolata, dondurma, makarna, ekmek, fıstık, çilek, muz, üzüm, portakal, susam

(e-mail)

YUMURTA AKI VE YANIKLAR

YUMURTA AKI....



Hiçbir zaman bunu kullanmak gerekmeyeceği düşünülür, ama gerektiğinde...

Yumurta akı kullanılarak yanıklar basit ve etkin biçimde tedavi edilebilir.



Bu yöntem itfaiyecilerin eğitimi sırasında ders olarak verilmiştir



Bir yanık meydana geldiğinde, kapsadığı alan ne olursa olsun ilk yardım, etkilenen alanı sıcaklık azalıncaya ve deri tabakalarını yakmayı bırakıncaya kadar soğuk suyun altına tutmak ve sonrasında bu bölgeye yumurta akı uygulamaktan oluşmaktadır.



Bir kimsenin elinin büyük bir kısmı kaynar su ile yandığında, duyduğu büyük acıya rağmen elini soğuk su musluğunun altına tutmuş ve sonrasında 2 yumurta kırmış, aklarını ayırmış ve çırpmış ve elini içine daldırmıştır.



Eli o denli yanmış durumdadır ki yumurta akı uygulanır uygulanmaz derisi kurumuş ve yumurta akı bir film tabakası oluşturmuştur.



Daha sonra bu kişi yumurta akının doğal bir kollajen (bir tür albüminoid) olduğunu öğrenmiş ve en az bir saat boyunca eline tabaka üzerine tabaka gelecek şekilde yumurta akı uygulamıştır. Öğleden sonra hiçbir acı duymaz olmuştur. Ertesi sabah yanık bölgesinde nerdeyse belirsiz bir kırmızımsı leke kalmıştır. Elinde sürekli ve feci görünüşlü bir yara izi kalacağını düşünürken 10 gün sonra geride hiçbir yanık izi kalmamış ve hatta deri eski normal rengine yeniden kavuşmuştur!



Yanan bölge yumurta akında mevcut ve aslında vitamin dolu bir plasenta (etene) olan kollajen sayesinde tamamen yenilenmiştir.



Bu ileti herkes için yararlı olabilir, başkalarına da gönderiniz.



Eskilerde havacılar planör yapımında,hatta motorlu uçak ,hafif olsun diye,brandadan yapılan kanat ve gövdeyi yumurta akı ile yapıştırırlarmış

DEREOTU DEYİP GEÇMEYİN


Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün alternatifinin dereotu olduğunu söyledi.



İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Bölümü Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün alternatifinin dereotu olduğunu söyledi.



Dereotunun sütten daha faydalı olduğunu ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Bölümü Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün alternatifinin dereotu olduğunu söyledi.



Adana Otizm Derneğinin düzenlediği 'Otizm Hastalığının Tedavisi ve Beslenme' konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün kalsiyum bakımından en zengin besin olmadığını belirterek,



"Dereotu sütten daha fazla kalsiyum içeriyor. İnek sütünde 117 miligram kalsiyum bulunurken, dereotunda bu oran 208dir. Ayrıca dereotu magnezyum ve potasyum bakımından zengin olması bakımından da kemik sağlığına daha faydalıdır" dedi.



ABD osteoporozdan musdarip

Prof. Dr. Aydın, dünyada en çok süt tüketen ülke olan ABDde, yine dünyada en çok osteoporoz rahatsızlığının olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Aydın, çocukların ve anne- babaların kemiklerinin kuvvetli olması için mutlaka dereotu tüketilmesini önerdi.

İsveçte yapılan bir çalışmada 50- 85 yaşlarındaki menopoz sonrası kadınlarda süt tüketimi fazlalığının kırıkları azaltmadığının saptandığını kaydeden Prof. Dr. Aydın, şöyle konuştu:

Süt kalça kırıklarını azaltmıyor

"Benzer şekilde ABDde hemşireler üzerinde yapılan araştırmada gerek süt, gerekse süt dışı kalsiyum tüketimi fazlalığının kalça kırıklarını azaltmadığı tespit edilmiştir.



Çocuklarınızın ve kendinizin kemiklerinin kuvvetli olması için mutlaka dereotu tüketin. Dereotundaki magnezyum ve kalsiyum kemik gelişimi için oldukça önemli bir mineraldir. Her memelinin sütü kendi yavrusunadır. 5- 6 milyon yıllık insanlık tarihinin sadece son 10 bin yılında insanlar başka memelilerin sütünü içmişlerdir.



Yeşil sebze sütten faydalı

Kendi annelerinin sütünü ise sadece hayatlarının ilk 2 yılında emerler, daha sonraları hiç süt tüketmezlerdi. Fosil incelemeleri, taş devri insanlarının kalın ve kırığa dirençli sağlam kemiklerinin olduğunu göstermektedir. Bu devre ait kemik örneklerinde osteoporoz yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni de o devirde insanların sütten ziyade, daha çok yeşil sebze, ot türü yiyecekler tüketmesindendir."
e-mail)

BEN BİR CEVİZ AĞACIYIM

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,


ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,

budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.

Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.



Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.

Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.

Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,

koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.

Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.

Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.

Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.

Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.

Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.



Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.

Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.



Nazim Hikmet.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

BIRAK ZAMAN YAPSIN GERİSİNİ


bırak zaman yapsın gerisini

pencereleri kapatmayı

kayıkları doğrultmayı

erzak toplamayı

servet ekmeyi

ateş yakmayı

akşam yemeğini beklemeyi



aç kapıları: oku ışığı,

gölgeyi, kuş yakalama sanatını



üç tahtayla

bir kano yapabilirsin,

dördüyle bir kıta,

bırak zaman yapsın gerisini.



Ana Paula İnacia

çeviri: Vehbi Taşar

ZEKA GELİŞTİREN 7 SÜPER EGSERSİZ

Her insan bir deha degildir. Ama zekasi olan her insan onu gelistirip, bileyerek hayatta daha basarılı olabilir. Bu yontemler sayesinde beynimizi ve beynimize bilgi alisverisini hizlandirip sonuca daha hizli ulasabilirsiniz. ..

Beyin gücü



Bir deha olmadiginizi bilmek sizi uzuyor mu? Beni uzmuyor ama kiskandirmiyor da degil hani. “ Yahu benim onlardan neyim eksik?” gibi talihsiz cumleler yerine eger sizde “ E ben acaba ne kadar ileri gidebilirim?” gibi cumleler kuruyorsaniz uzlasiyoruz demektir.



Zekanin degil de dehanin Allah vergisi oldugu savindan hareketle beynimizi acaba nasil daha da guclendirebiliriz diye dusundum ve sizin icin beyninizi biraz daha aktif olarak kullanabileceginiz birkac metod buldum. Bu yontemler sayesinde beynimizi ve beynimize bilgi alisverisini hizlandirip sonuca daha hizli ulasabilmek temel amac. Bunlardan en populer olanlari ise Dr. J. Steven Poceta’nin acikladigi yontemler. Su an hemen hemen her yerde bahsedilen bu uygulamalar sayesinde bircok farkli yolla zihnimizi guclendirebiliyoruz . Hadi takilin pesime, ben uygulamaya basladim bile.. bir kii bir kii..



1- Perifer Vizyonunuzu Gelistirin: Gozlerinizi hareket ettirmeden cevredeki nesneleri gorebilmeye “perifer vizyon” denir. Bir parkta, banka ya da bir kafeye oturun. Dik durun ve dumduz karsiya bakin. Gozlerinizi hareket ettirmeden cevredeki nesnelere konsantre olmaya, onlari gormeye calisin. Uygulama sonunda gorebildiginiz her seyin listesini yapin. Ayni uygulamayi bir sure sonra tekrar deneyin ve gorebildiginiz yeni nesneler varsa bunlari da listeye ekleyin

Sebep: Bilimsel arastirmalara gore konsantrasyon ve odaklanma icin cok onemli olan ve neurotransmitter acetylcholine denilen madde hafiza kaybinda azaliyor, Alzheimer'de ise neredeyse tamamen yok oluyor. Bu gorsel hafiza aktivitesi, beyindeki sozkonusu maddenin kontrollu salinimini hizlandirir.



2- Uykunuzu Iyi Alin: Gece uykunuzu iyi alin. Uyuma guclugu cekiyorsaniz yatak odanizin sessiz ve karanlik olmasina ozen gosterin. Iyi uyumak icin rahatlama tekniklerini ogrenin, gec vakitte kafein almayin. Bilimsel arastirmalara gore uyku sirasinda ogrenme ve hafizaya alma faaliyeti hizlanir. Calismalarda, yeterli sure uyuyamayan kisilerin gun icinde yeni bilgileri ogrenmede zorluk cektigi gozlenmistir. Ayrica, yeni bir seyler ogrendikten sonra alinan uyku da bilgilerin uzun sureli hafizaya aktarilmasini hizlandiriyormus ona gore.



3- Egzersiz Yapin: Bisiklet kullanin, yuzun, yuruyus yapin… Boyle fiziksel aktiviteler beyin sagligi icin onemlidir. Firsat buldukca bedeninizi egitecek faaliyetlerde bulunun.

Sebep: Son arastirmalara gore, egzersizin beyinde hafiza ve bilgi depolamadan sorumlu merkez olan hipokampus uzerinde pozitif etkileri vardir. Ayrica, duzenli egzersizin de Alzheimer baslangicini geciktirdigi belirtiliyor.

4- Arnavut Kaldiriminda Yuruyus Yapin: Uygulama: Hala kaldiysa, Arnavut kaldiriminda yuruyus yapin. Olmazsa benzer tasli ve engebeli yollarda yuruyun. Duz olmayan engebeli yuzeylerde yurumek, ic kulakta bulunan ve dengeden sorumlu vestibul sistemi gelistiriyor.



5- Plastik Topla Egzersiz Yapin: Topu havaya atip yakalayin. Eger bunda iyiyseniz, ufak oyunlar da yapabilirsiniz.

Duyulara hitap eden bu tur aktiviteler beynin gorsel, dokunsal, el-goz koordinasyonu merkezlerini guclendirir.



6- Bir Muzik Aleti Calin: El-goz koordinasyonunu gelistirmek icin bir muzik aleti calin.

Muzik aleti calmak, duymak-dinlemek, hassas el hareketlerinin kontrolu ve yazili notalari (gorsel) muzige (hareket ve ses) cevirmek gibi farkli beyin fonksiyonlari arasinda baglanti kurulmasina yardimci olur.



7- Diger Elinizi Kullanin: Eger sag elinizi kullaniyorsaniz sol elinizi, sol elinizi kullaniyorsaniz sag elinizi kullanmak uzere aktiviteler

yapin. Mesela disinizi diger elinizle fircalayin, bu konuda oldukca iyi olana kadar devam edin. Daha sonra diger elinizle yeme egzersizi yapabilirsiniz. Bu alistirma size daha once yaptiginiz bir aktiviteyi yeni ve daha cok caba isteyen bir ogrenme korteksinde basarmanizi saglayacaktir. Bu, diger beyin lobunuzun daha da aktiflesmesini saglar. Siz yeni maharetler edinince milyonlarca noron arasinda yeni baglar kurulur.

(e-mail)

25 Mayıs 2010 Salı

GÜNÜN SÖZÜ













* İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. Victor Hugo

HANGİ MEVSİMDE NE YENMELİ?



Her şeyi kendi mevsiminde yemek daha faydalı biliyoruz ama artık her mevsim her şey satıldığından insanın kafası karışabiliyor. Ben de kendim için araştırma yapıyordum ve sizinle de paylaşmak istedim. Mutlaka ilgilenenler ve işine yarayacaklar vardır benim gibi.




OCAK

Elma , Nar, Portakal, Armut, Greyfurt Kereviz, Lahana, Brüksel Lahanası, Brokoli, Havuç, Pırasa, Karaturp, Kırmızı Turp, Pazı ve Ispanak Uskumru, lüfer, palamut, istavrit lezzetlerini muhafaza eder. Kefal ve hamsi tam yağlı durumdadır. Çinekop , minekop, tekir, kırlangıç bolca avlanır. Midye mevsimi başlamıştır.



ŞUBAT

Elma, Portakal, Armut, Greyfurt, Ayva, Muz Kereviz, Lahanak, Brüksel Lahanası, Brokoli, Havuç, Pırasa, Ispana, Karnabahar, Hindibağ, Pancar ve Frenk Soğanı Kalkan mevsimi başlar ve mayıs sonuna kadar devam eder. Uskumru, lüfer, palamut yağını kaybetmeye başlar. Tekir bol çıkar. Gümüş balığı, kefal, derepisisi ve midye lezzetini korur.



MART

Elma, Muz Havuç, Pırasa, Ispanak, Kırmızı Turp ve Brokoli Kefal, levrek ve kalkanın en lezzetli zamanıdır. Uskumru ise çiroz olmaya başlar.



NİSAN

Can Erik Taze Soğan, Taze Sarımsak, Taze Kekik, Kuşkonmaz ve Bakla Mercan, levrek, kılıç, kırlangıç bolca çıkmaya başlar.



MAYIS

Çilek, Yeşil Erik, Malta Eriği, Dut Bakla, Taze Soğan,Taze Sarımsak, Enginar, Semizotu, Domates, Salatalık, Madımak ve Ebegümeci Levrek, barbunya, dil balığı, tekir, kılıç, kırlangıç, iskorpit zevkle yenir.



HAZİRAN

Yeşil Erik, Malta Eriği, Dut, Kiraz, Şeftali, Kayısı Enginar, Domates, Salatalık, Taze Soğan, Taze Sarımsak, Taze Fasulye, Çalı Fasulyesi, Bezelye, Kabak, Sivri Biber, Semizotu, Rezene, Marul, Asma Yaprağı, Dereotu, Dolmalık Biber, Taze Patates En verimsiz aydır çünkü bu ayda balıklar geçici olarak Karadeniz e göç ettiğinden az tutulur.



TEMMUZ

Kavun, Karpuz, Sarı Erik, Vişne, Ahududu, Şeftali ve Kayısı Kum Havucu, Patlıcan, Barbunya, Taze Fasulye, Çalı Fasulyesi, Bezelye, Kabak, Sivri Biber, Semizotu, Dereotu, Dolmalık Biber Sardalyanın mevsimidir. Ekim ayının sonuna kadar devam eder. Tekir, barbunya lezzetini korumaya devam eder.



AĞUSTOS

Kavun, Karpuz, Şeftali, Kayısı, Üzüm, İncir, Mürdüm Eriği, Kırmızı Erik, Vişne ve Böğürtlen Domates, Salatalık, Sivri Biber, Patlıcan, Barbunya Fasulyesi, Dolmalık Biber, Taze Fasulye, Kabak, Çarliston Biber, Mısır ve Salçalık Biber Çingene palamudu mevsimi başlar. Sardalya, kılıç , mercan, sinarit, ıstakoz ve pavurya yine nefis lezzetlidir

EYLÜL

Mürdüm Eriği, Karpuz, Kavun, Üzüm, İncir, Fındık Patlıcan, Dolmalık Biber, Mısır, Barbunya Fasülyesi, Kabak, Salçalık Biber, Mantar, Pazı Saldalya, lezzetini korumaya devam eder. Palamut irileştiğinden çeşitli yemekleri yapılır. Lüfer, kalyoz, izmarit, kırlangıç bolca çıkar.



EKİM

Armut, Üzüm, Elma, Muz, Mandalina, Greyfurt, Fındık, Ceviz Mantar, Ispanak, Yerelması, Pırasa, Lahana, Karnabahar, Havuç, Kırmızı Turp, Kıvırcık Salata Geçici balıkların yazın Karadeniz de beslenip Marmara'ya dönmeye başladığı aydır. Bu nedenle bu ayda her çeşit balık bollaşmaya başlar.



KASIM

Üzüm, Elma, Muz, Mandalina, Nar, Armut, Greyfurt, Kivi, Trabzon hurması, Ceviz, Kestane Balkabağı, Lahana, Kereviz, Pırasa, Yerelması, Havuç, Ispanak, Pazı Ekim ayındaki bolluk ve lezzet devam eder. Pisi balığının en nefis olduğu zamandır. Torik akışa başlar, lakerdası yapılır

ARALIK

Elma, Mandalina, Portakal, Nar, Armut, Muz, Kivi, Greyfurt, Ayva, Trabzon Hurması ve Kestane Balkabağı, Lahana, Brüksel Lahanası, Kara Lahana, Pırasa, Pazı, Karnabahar, Ispanak, Kereviz, Havuç ve Yerelması Uskumru, lüfer, torik, palamut yağlı olduklarından her türlü yemekleri yapılır. Tekir boldur , hamsinin de lezzetli olduğu bir dönemdir.
(e-mail)

21 Mayıs 2010 Cuma

TAM ZAMANINDA YAŞAMAK



Yemek de boş içmek de,

Hatta yeri gelmeden sevişmek de.

Bisikletinin gidonunu

Tam zamanında çevirmelisin

Düşmemek için.

Tam zamanında frene basmalı,

Tam zamanında yola koyulmalısın.

Tam zamanında okşamalısın başını

O üzüm gözlü çocuğun

Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,

Tam ağlamak üzereyken.

Tam zamanında koymalısın elini omzuna

En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.

Tam zamanında tutmalısın düşerken

Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.

Tam zamanında acımalı yüreğin

Afyon'da Hasan Ağabey'in evi yıkılınca başına

Evsiz kalınca çoluk çocuk

Ki uzatasın elini bir parça.

Tam zamanında açmalısın kapını

Hayatına girmek isteyenlere.

Tam zamanında çıkarmalısın

Sevginden şımarmaya başlayanları.

Tam zamanında affetmelisin kardeşini

Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını

Seni gecenin üçünde arayıp da

Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.

Tam zamanında öğretmelisin oğluna

Gerekiyorsa yumruk atmayı

Tam burnunun üstüne

Tiksinmeden pisliğinden,

Yukarı mahallenin sümüklü bebesi

Misketlerini zorla almaya çalışırsa.

Tam zamanında bağırmalısın

Acıyınca bir yerin.

Tam zamanında gülmelisin

Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

Tam zamanında yatmalısın

Yola çıkacaksan ertesi gün

Ve arabayı kullanan sensen

Sana emanetse çoluk çocuk

Ve kendin.

Tam zamanında bırakmalısın içmeyi

Son kadeh bozacaksa seni

Ve üzeceksen birilerini

Ertesi gün hatırlamayacaksan.

Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.

Tam zamanında konuşmalı

Tam zamanında şarkı söylemeli

Tam zamanında susmalısın.

Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa

Annenin babanın evini,

Tam zamanında başka bir şehre gidip

Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.

Tam zamanında dönmelisin memleketine.

Tam zamanında için titremeli,

Tam zamanında aşık olmalı

Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.

Tam zamanında toplamalısın oltanı

Belki de seni şampiyon yapacak

En büyük balığı kaçırmadan.

Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli

Tam zamanında ölmelisin

Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi şimdi kalk bakalım

Silkin şöyle bir

At üzerinden hayatın yorgunluğunu,

Vakit zannettiğinden daha az

Haydi kalk bakalım,

Şimdi YAŞAMAK ZAMANI...



Can YÜCEL

HANGİ BOYAYI SEÇMELİYİM?

Resim yapmaya başlarken  hangi boyayı seçmeliyim?





Resim yapmaya karar verdiğinizde, boyama teknikleriyle çalışmak isterseniz öncelikle hangi boyayı kullanmak istediğinize karar vermelisiniz. En yaygın olarak kullanılan boyalar, akrilik, yağlı, sulu ve pastel boyalardır. Bunların dışında boya seçenekleri olmasına rağmen, resme başlamak için en ideal ve popüler boyalardır. Hangi boya ile çalışmak istediğinize karar verirken,



Sizin çalışmanıza hangisinin uygun olduğuna,

Sizin sanatsal kişiliğinize ve tarzınıza,

Maliyetine,


Çalışma rahatlığına,


Sağlığınıza olabilecek yan etkilerine,


Ne kadar hızlı çalışmayı düşündüğünüze,


Çalışma ortamınıza,


Ne resmi yapacağınıza,


göre düşünüp boya tercihinizi belirlemelisiniz.



Yüksek kaliteli boya, resim kağıdı ve tuvaller oldukça maliyetli olabilir. Ancak düşük kalitede ürünlerle çalıştığınızda performansınızın tam karşılığını alamayabilir, en kötüsü de iyi bir çalışma yapamadığınız yanılgısıyla resim yapmaktan soğuyabilirsiniz. Bu nedenle kullanacağınız malzemelerde uygun fiyatlı ve kaliteli ürünler arasında bir denge oluşturmaya çalışmalısınız


Amatör olarak yağlı boya resim yapmaya yeni başladıysanız, bu hobinizle uğraşırken size yardımcı olabilecek 10 ipucu bu listemizde.


1. Yağlı boyalarınızı her zaman bir palet üzerinden kullanın. Kullandığınız renkleri hep aynı düzende, aynı yerde paletinize yerleştirirseniz zamanla yerlerine alışır ve içgüdüsel olarak paletinizden boya alabilirsiniz.


2. Yağlı boya resim yaparken her bir tabaka için yağ oranı arttırılmalıdır. Çünkü alt tabaka, üstündekinden yağ emer ve üst tabaka alttakinden daha hızlı kuruduğu için çatlayabilir.


3. Yağlı boyadan çok daha yavaş kuruduğundan dolayı alt boyama ya da taslak çizimi için Ivory Siyah kullanmaktan kaçının.

4. Kobalt ve manganez içeren pigmentler kurumayı hızlandırır. Bunları diğer renklerle karıştırarak kuruma hızı arttırılabilir ve alt tabakalar için idealdirler.


5. Alt boyama için ya da alt tabakalarda bezir yağı kullanın.


6. Beyaz ve mavi tonlarıyla birlikte bezir yağı kullanmaktan kaçının. Sararma eğilimi olduğu için açık renklerde fark edilebilir. Bunun yerine haşhaş yağı kullanılabilir.


7. Yağlı boya resimlerinizi karanlıkta kurumaya bırakmayın. Bu, ince bir yağ tabakasının yüzeye çıkıp resmi sarartmasına yol açabilir. Parlak gün ışığına maruz bırakılarak ortadan kaldırılabilir.


8. Boya paletinizde kuruduğunda çok fazla buruşukluk oluşturuyorsa, çok fazla yağ eklemişsiniz demektir.Paletinize alümünyum folyo sarıp çalışabilirsiniz.Boyalarınızın kurumaması için de üstünü folyo ile kapatabilirsiniz.


9. Kokudan rahatsız olmamak için çalışırken kokusuz tiner kullanabilirsiniz.Kokulsuz tiner bulamadıysanız,tiner şişenizi balkonda ağzı açık bir şekilde birkaç gün bırakırsanız kokusu uçacaktır.

10. Yağlı boya tabakasını temizlemek için alkol kullanabilirsiniz.

KOLAY ÖĞRENMENİN YOLU



Konuşurken hiçbir şey öğrenmezsin.


Lyndon Johnson

20 Mayıs 2010 Perşembe

DOĞRU SÖZE NE DENİR?


Evin varsa bir sıfır koymalısın varlıklar hanene,

İşin varsa bir sıfır daha koymalısın,


İş seninse üç sıfır daha koymalısın,


İşin iyi gidiyorsa üç sıfır daha,


Araban varsa bir sıfır, yazlığın varsa bir sıfır daha,


Daha sıralanabilir sıfır hanesi...


Ancak,sağlığın varsa bir koyarsın başına,



O zaman bütün sıfırlar anlamlı bir değere ulaşır,


Yoksa sonuç sıfırdır,hiç uğraşmayasın boş yere........."


VEHBİ KOÇ

19 Mayıs 2010 Çarşamba

UTANSIN


Tohum saç, bitmezse toprak utansın!

 Hedefe varmayan mızrak utansın!

 Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!


Eski çınar şimdi noel ağacı;

Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,

Onu sürdürmeyen çırak utansın!


Ölümden ilerde varış dediğin,

Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;


Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!



NECİP FAZIL KISAKÜREK

TÜRK GENÇLİĞİNİN ATASINA CEVABI

Ey Büyük Ata,


Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !

İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği

GENÇLİĞE HİTABE

GENÇLİĞE HİTABE






Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.

Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.

Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.

Bu sonucu, 'Türk gençliğine' emanet ediyorum.



Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!





Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

BİSİKLET

BİSİKLET


Bisiklet eşitlikçi, alçakgönüllü ve barışçı bir taşıttır. Otomobil yabancı bir enerji kaynağı olmadan sadece bir hurda yığını iken bisiklet enerjisini sürücüsünden alır. Yabancı bir enerji kaynağına ihtiyacı yoktur. O, insan organizmasıyla en uyumlu mekanizmadır.

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI

19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a geldiği gündür. Ulusal bayram günümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.






 
 
 
 
 
 
 
1914'de başlayan Birinci Dünya Savaşı dört yıl sürdü. Savaş öncesi Avrupa'nın belli başlı ülkeleri ikiye ayrıldı. Birbirleriyle savaştılar. Bu savaş­ta bizimle birlikte onlar yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıl­dık. Savaş sonunda Mondros Silah Bırakışması imzalandı. Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay'a; İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon'a; İtalyanlar Antalya'ya yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir’e girdi. Böylece yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman gemileri ile doldu.
 
Trablusgarp'da Birinci Dünya Savaşı'nda Anafartalar'da düşman güçlerini yenen Mustafa Kemal bu kez yurdumuzu kurtarmak için Anadolu'ya geçmeye karar verdi. 16 Mayıs günü İstanbul’dan Bandırma Vapuru'na bindi. Bu yolculuğu General Hikmet Gerçekçi şöyle anlatıyor : «Karargah üstlerinin hemen hepsini deniz tutmuştu. Kimse kamarasından dışarı çıkamıyordu. Samsun'a az bir yolumuz kalmıştı. Herhangi bir terslik çıkmazsa, çok değil yarın sabah orada olacağımızı ümit ediyorduk, bu düşünceler içinde güvertede ellerimle küpeşte demirini tuta tuta yürümeye çalışırken O'nun kamarasından çıktığını gördüm. Sert bakışlarıyla ufka bir göz gezdirdikten sonra kaptan köşküne çıktılar. Bandırma vapurunda hemen herkesi deniz tutmuştu, oysa Mustafa Kemal dipdiriydi ve çok sağlıklıydı. Kıyı bir ana baba günü halini aldı. Gemimiz demir atınca coşkun gösteriler yükseldi. Hemen ardından geminin etrafını kayıklar aldı. Halkın bu coşkun gösterisini görünce boğazıma bir şey tıkandı, gözlerim yaşardı. Vapur 19 Mayıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal Paşa ve arkadaşları Samsun'da sevinç gösterileri ile karşılandı.» Burada bir hafta kalan Mustafa Kemal Paşa, 27 Mayıs günü Havza'ya geldi. Çalışmalarını burada da sürdürdü.






Mustafa Kemal, Amasya'da yayınladığı genelge ile ulusu, ülkenin bütünlüğünü, bağımsızlığını kurtarmak için birlikte çalışmaya çağırdı. İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal Paşa'nın bu çalışmalarından hoşnut değil­di. Harbiye Bakanı Mustafa Kemal Paşa'yı İstanbul’a çağırdı. Bunun üzerine M. Kemal Paşa padişaha telgraf çekerek askerlikten çekildiğini bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bundan böyle çalışmalarına sade bir yurttaş olarak devam etti. 4 Eylül günü Sivas’a gitti. Sivas Kongresi'nde «Ya bağımsızlık, Ya ölüm» ilkesi kabul edilerek yurt düşmandan kurtarılıncaya dek savaşmaya and içildi.



Mustafa Kemal Paşa Sivas'tan sonra Ankara'ya geldi 23 Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi'ni topladı. Meclis başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Paşa düzenli ordular kurdu. Bu ordular düşmanlarla çarpışmaya başladı. Birinci İnönü, ikinci İnönü, Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.



19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı gündür. Bugün aynı zamanda Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'mızdır. Spor beden eğitimidir. Spor bedeni geliştirir. Sağlıklı olmamızı sağlar. Spor yapanlar hayatta daha başarılı olurlar. İyi bir sporcu sağlam bedenli, becerikli ve başa­rılı bir insandır, içki, sigara kumar gibi alışkanlıkları yoktur. Spor kötü alış­kanlıkların edinilmesine fırsat vermez.



19 Mayıs'ta yurdumuzun her yerinde  öğrenciler ve gençler spor gösterileri yaparlar.

19 Mayıs; 1981 yılından başlayarak «Atatürk'ü Anma Günü» olarak da kutlanmaya başlandı. Atatürk bir söyleşi sırasında : «Ben 19 Mayıs'ta doğdum» demiştir. 19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlan­gıcı öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk'ün doğum yıldönümü olarak törenlerle kutlanır

18 Mayıs 2010 Salı

TAVUK ŞİNİTZEL

Malzemeler;

• 1 kilo tavuk göğsü

• 1 şişe soda

• 1 s.b süt


Panesi çin;

• 1 s.b un
• 1 s.b galeta unu

• 2 yumurta

Kızartmak için;

Sıvıyağ

Yapılışı;

Tavuk etini tercihen kasapta şinitzel olarak hazırlatalım. . Tavukları soda ve süt karışımında en az 2 saat en fazla 1 gece bekletin

Pane harcı için malzemeleri ayrı kablara alın,yumurtaları hafif çırpın.

 Tavanıza sıvıyağı alıp kızdırın.Tavukları süzdürüp, önce una sonra yumurtaya daha sonrada galeta ununa batırıp yağda arkalı önlü kızartın,kızartma süresi 3 dk kadar olmalı.

 İsterseniz makarna, pilav,patates püresi ile servis yapabilirsiniz.

SERGİLERDEN YAĞLIBOYA TABLOLAR-5








SERGİLERDEN YAĞLIBOYA TABLOLAR-4












SERGİLERDEN YAĞLIBOYA TABLOLAR-3