Üniversitelerimizde yaptığım söyleşilerde bana en çok para hakkında soru sorulur. Herhalde iş adamı olduğum için. Ben, ''paranın iki kişiliği vardır'' derim.
Birincisi, para bir değiş tokuş aracıdır. Para verip yiyecek, giyecek, ev, bark, hatta sağlık satın alabilirsiniz. İkincisi ise para ile gelecek korkusunu yenersiniz.' 'Yaşlılığımda çaresiz, muhtaç, perişan kalmam çünku kötü gün paramı bir kenara ayırdım ''dersiniz. Ama para ötesi para-üstü bir konu daha vardır. Bunu parayla satın alamazsınız.Bunun adı zevk ve keyiftir. Zevk almak, keyif duymak ancak 'kültür' ile mümkündür. Resimden zevk almak için sergiler bedava, müzik, kaset ve diskler üç otuz para. Ayrıca konserler de pahalı değil. Tiyatrolar hamburger fiyatına... Aşk ve sevgi zaten bedelsiz. Güneşin batışından , denizin hışırtısından ya da bir satranç oyunundan zevk alabiliyorsanız... Güneşi kaç paraya batırabilirsiniz? Denizi hışırdatmanın fiyati nedir? Kalenizle bedavaya 'şah' çekebilirsiniz.Yaşlılığınız için biriktireceğiniz kötü gün parası kadar belki ondan da önemli olan bu zevkler ve mutluluklardır.Bunlara sahip olmak ancak kültürle mümkündür. Para kazanmaya emek verdiğiniz kadar kültür edinmeye de emek verin.Yaşlılar ölüme daha yakın derler. Ama ölüm nüfus kağıdı sormuyor.
Şimdiki tutkulu projem, bir ceviz ormanı yetiştirmek. Fidanları dikmeye başladım bile. Ceviz fidanı 8 yıl sonra ağaç olup ceviz verirmiş. Şimdi 76 yaşındayım. Yani 84 yaşımda ceviz kıracağım. Bu kez kendi cevizlerimi..
İshak Alaton
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni yorumsuz bırakmayın lütfen. Yazdığınız her yorum benim için çok değerli.